Hijyen ve Sanitasyon Denetimi Sertifikasına Yoğun Talep
HABER MERKEZİ / Pandemi ile birlikte, insan ve toplum sağlığının ön plana çıktığı sektörlerde hijyen denetimi, gerek hizmet veren gerekse hizmet alan taraflar açısından güven telkin eden en değerli araç haline geldi. Konaklama ve yeme içme sektörüne yönelik gerçekleştirilen ve Türkiye’de sadece TÜV SÜD tarafından yürütülen TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu) akredite hijyen ve sanitasyon denetimlerinde, kuruluşların hijyen ve sanitasyon durumu değerlendirilirken, aynı zamanda bu faaliyetlerin izlenebilirliğinin sağlanması amaçlanıyor. Bu sertifikayı almayı hak kazanan kuruluşlar ise sektörlerindeki diğer oyunculara kıyasla kendilerini olumlu anlamda ayrıştıran bir konuma ulaşmış oluyorlar.
Hijyen Denetimlerine Olan Talep Zirveye Ulaştı
TÜRKAK akredite Hijyen ve Sanitasyon denetiminden geçerek hizmet kalitesini ve güvenilirliğini tescillemek isteyen kuruluşlar sertifikasyon programına yoğun ilgi göstermeye başladı. Mevcut TÜRKAK 17020 akreditasyon hizmetinin “Hijyen ve Sanitasyon” denetimi ile kapsamının genişletildiğini ve bu alanda sertifika verebilme yetkisine sahip tek kuruluş olduklarını belirten TÜV SÜD Türkiye CEO’su Emre Büyükkalfa, “Pandemi nedeniyle dünya genelinde artan hijyen talebi, konaklama ve yeme içme sektörlerinde de denetim ihtiyacını artırıyor. Toplumda artan yüksek hijyen ve güvenlik beklentilerine, kuruluşlar da aynı özveriyle karşılık veriyor. Biz de bu amaçla, ulusal ve uluslararası geçerliliği bulunan TÜRKAK akredite Hijyen ve Sanitasyon denetimi alt kapsamında verdiğimiz hizmetle, ilgili koşulları esas alarak kurumları etkin bir şekilde denetliyoruz.” dedi.
Sertifika Almaya Hak Kazanan Sektör Oyuncuları Rekabette Avantaj Sağlıyor
Gerçekleştirilen denetim süreçleri sayesinde toplum sağlığına, ekonomiye ve çevreye de önemli katkılar sağlandığını ifade eden Büyükkalfa “TÜV SÜD Türkiye olarak, TÜRKAK yetkilendirmesiyle birlikte, TÜV SÜD’ün global çapta gerçekleştirdiği hijyen ve sanitasyon denetimlerinden edindiğimiz global bilgi birikimini ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güvenli Turizm Sertifikasyon Programından elde ettiğimiz tecrübeyi bünyemizde birleştiriyoruz. Bu sayede sertifika almaya hak kazanan kuruluşlara ulusal ve uluslararası alanda büyük rekabet avantajı sağlarken, toplum sağlığına da destek olmaktan dolayı büyük gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
Sertifikasyon programı kapsamında alınan etkin önlemlerle, kuruluşlardaki çalışanların ve misafirlerin olası risklerden korunduğunu vurgulayan Büyükkalfa, aynı zamanda kuruluşların temizlik ve hijyen hususlarında hassasiyetle hareket etmelerinin toplum sağlığı açısından da çok büyük farkındalık yarattığını söyledi.