Rıza Sümer, şiddetsiz TBMM için yürüyecek

Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, milletvekilleriyle siyasetçilerden farklılıkları kucaklayan sözler duymak istediklerini belirterek yürüyüş yapacak.

HABER MERKEZİ / Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, TBMM’nin 2022-2023 yasama dönemine girişi nedeniyle, yazılı, görsel, sesli ve sosyal medyanın da desteğini umarak, “Şiddetsiz TBMM” hedefine katkıda bulunmak, toplumun, siyasi partilerin ve milletvekillerinin farkındalık düzeyini olumlu etkilemek amacı ile bugün (1 Ekim Cumartesi),  üç saate yakın ve tek başına spor yürüyüşü yapacak. Sümer, spor giysileri içinde, başta Cumhuriyetin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bağımsızlığımızı sağlayanlara, şehitlerimize, gazilerimize, demokrasi ve adalet için emek ve ömür verenlere, insana, hayvana ve çevreye yönelik şiddete karşı şiddetsiz mücadele edenlere teşekkür ve saygı için Saat 11.00 de, evinden Ulus’a yürüyerek hareket edecek. Birinci ve İkinci Meclis binasının önünde onar saniyelik saygı duruşunda bulunacak olan Rıza Sümer. Bulvar üzerinden Kızılay, Bakanlıklar ve TBMM Çankaya ve Dikmen kapılarına gidecek. Sümer, kapıların karşısında 10’ar saniyelik saygı duruşu yaptıktan sonra evine yine yürüyerek dönecek. Sümer: ”TBMM Yönetimi ve Milletvekilleri Örnek Olmalı” Rıza Sümer, konu ile ilgili olarak şunları söyledi. “TBMM’nin çatısı altında, uzak ve yakın geçmişte, zaman  zaman sözel ve bedensel şiddetin yaşanmasından her zaman kaygı duyulmalıdır. Şiddet hiçbir insana asla yakışmaz. Ancak, milletin vekillerine hiç mi hiç yakışmaz. İnsana, hayvana ve çevreye yönelik ağır şiddet olaylarının çözümünde ilk sırada ülkenin siyasetçilerine ve yöneticilerine görev düşmektedir. Bu görev ağır, ancak kutsaldır. Siyasi partilerin sözcülerinden ve konuşacak milletvekillerinden de aynı şekilde herkesi, farklılıkları  kucaklayan sözler duymalı ve bu durumun sürdürüldüğünü görmeliyiz. TBMM içinde veya dışında milletvekillerinden, siyasal parti yönetici ve üyelerinden, el, kol, dil şiddeti, göz şiddeti ve yüz şiddeti görmemeliyiz. Farklılıkların mücadelesi, yüz yüze, sabırlı ve hoşgörülü iletişim, kürsü veya başka yerlerde yalan, hakaret, tehdit ve iftira içermeyen ifade özgürlüğü içinde yapılmalıdır. Yüreklerde, kin, nefret ve düşmanlık değil, sevgi, hoşgörü, şefkat, saygı ve dostluk bulunmalıdır. TBMM yönetiminin ve milletvekillerinin, Türkiye ve Dünyaya örnek olabilecek ve tarihe geçecek yeni bir fırsatı, 1 Ekim ve sonrasında iyi kullanmalarını dilerim. Bu konuda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve siyasal partilerin genel Başkanlarından ve sözcülerinden önderlik yapmalarını bekliyoruz ve umuyoruz.”