Soğuk bir havaya rağmen sıcak bir gündem yaşıyoruz. Türk medyasını yakından takip edenlerin sanki iki farklı Türkiye’den bahsedildiği, aynı olayın çeşitli gazetelerde farklı farklı algılandığı bir süreç yaşıyoruz.
Bu süreçle ilgili en iyi örnek demokrasi açılımı konusunda yaşandı. Hükümete yakın gazetelerden bazıları şehit ailelerle röportaj yaparak onların da bu demokratik açılımı desteklediklerini belirten manşetler atarken bazı gazetelerin manşetlerin de ise yine şehit ailelerinin bu açılıma gösterdiği tepkiler manşete taşınmıştı. Hatta açılımı destekleyen gazetelerin sayfalarında 29 Ekim ve 10 Kasım tarihleri de olması gerektiği gibi gazete sayfalarında yerlerini bulamadı.
Türkiye zorlu bir süreç yaşıyor ve çok geriliyor. Bu gerginlikten basın da üzerine düşen payı alıyor tarafını belli ediyor haberleri diğer tarafı görmeden yapıyor. Yaygın medya bu davranışıyla hem tarafsızlığını hem de güvenini yitiriyor. Birkaç yıl öncesinde “AKP bölücülük yapıyor.Demokratik açılım bölücülüktür” diyen bir ilçe başkanı birkaç yıl sonra partisini değiştirerek bu partinin ilçe başkanı olduğunda; “Demokratik açılım Türkiye için vazgeçilmezdir” diyorsa ya da bakanlık yapmış bir kişi kurucusu olduğu yeni bir oluşumu desteklemek için kendi bakanlık yaptığı dönemi de eleştirerek “Önceden ne yaşanmışsa yaşanmış bu önemli değil şimdi önümüze bakalım” gibisinden bir açıklama yapıyorsa veya bir partide hem de kalesi olduğu ve neredeyse tüm ilçeleri aldığı bir ilde çatlaklar yaşanıyor kavgalar ve ağız dalaşları oluyorsa ya da demokrasiden demokratik açılımlardan bahseden bir başbakan seçimle gelen başka bir ülkenin başbakanına “Bu sorunun çözümü için biz seni değil falancayı tanıyoruz ve barış görüşmelerine taş koyma” gibisinden laflarla aba altından sopa gösteriyorsa ve kurumlar yıpratılıyorsa vatandaşın siyasete de siyasetçiye de güveni kalmaz.
Tüm siyasetçiler ve medya patronları ortamı daha da gerginleştirmeden ve karşıt görüşte olanlar sokağa dökülmeden yeni bir açılım yapmak zorunda. Bu açılıma göre medya kendi görevini yani kamuoyunu bilgilendirme görevini üstlenmeli Siyasetçiler ise tüm vatandaşların güvenini yeniden kazanacakları projeler üretmeli ve bu açılımın adı da “Güven Açılımı” olmalı
Son Söz : Ne kadar anlatırsan anlat anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır ...