Mehtaplı bir gecede, ailece yalıya yürüyüşe çıkmıştık. Karşıda İzmir ışıl ışıldı. Karşıyaka yalısı ise doyumsuz güzellikler sergiliyordu. O gece bir yakınımızın motoru ile Karşıyaka kıyılarında dolaşmaya da davetliydik.
Buluşma saatimizde motora binmiş, şarkı, türkülerle kıyı boyunda dolaşmaya başlamıştık.
Çoluk-çocuk keyfimiz yerindeydi. Karşıyaka’dan Bostanlı’ya doğru kıyı boyu uzanmış, oradan da tekrar Karşıyaka’ya doğru ilerliyorduk. Ailemizden Ahmet altı yaşlarında, canlı, sevimli çocuktu. O her zamanki gibi neşeli, coşkulu idi. Tam o sırada müthiş bir şey oldu. Bir anda denizden bir balık zıplayıp, Ahmet’in kucağına atladı. Ahmet büyük bir şaşkınlık ve sevinçle balığı kucakladı, çığlık çığlığa bağırarak ‘’Anne, Anne! Ne iyi kalpli bir balık bu. Kucağıma atladı. Beni çok sevindirdi’’ dedi. Motordan indiğimizde elimizdeki kocaman balıkla eve dönmüştük